Beynimiz, vücudumuzun en karmaşık ve hassas organıdır. Görevlerini eksiksiz yapabilmesi için sürekli ve yeterli oksijenli kana ihtiyacı vardır.
Bu hayati besin kaynağını beyne taşıyan ana damarlar ise boynumuzun her iki yanında yer alan karotis arterleridir, halk arasında bilinen adıyla şah damarları.
Ne yazık ki, zamanla ve çeşitli risk faktörlerinin etkisiyle bu damarlarda daralmalar (tıbbi adıyla stenoz) meydana gelebilir. Bu daralmalar, tıp literatüründe sıklıkla atardamar sertleşmesi yani ateroskleroz ile ilişkilendirilir. Damar iç yüzeyinde yağ, kolesterol ve diğer maddelerin birikmesiyle oluşan bu plaklar, kan akışını kısıtlayarak ciddi sorunlara yol açabilir. En büyük risklerden biri, bu plaklardan kopan küçük parçaların ya da oluşan bir pıhtının beyne ulaşarak felce (inmeye) neden olmasıdır.
Geleneksel olarak cerrahi müdahale ile tedavi edilen karotis darlığında, son yıllarda geliştirilen teknolojik ilerlemeler sayesinde daha az invaziv, yani daha az kesi gerektiren yöntemler öne çıkmaktadır. Özellikle pıhtı önleyici sistemlerle desteklenen stentleme uygulamaları, cerrahi müdahaleye göre daha güvenli ve etkili bir seçenek olarak öne çıkmaktadır. Bu modern yaklaşımlar, beyne giden kan akışını yeniden sağlayarak felç düşürmeyi hedefler.
Karotis arterleri, boynun iki yanında bulunur. Görevleri beyne oksijenli kanı taşımaktır. Bu damarların sağlıklı çalışması, beyin fonksiyonlarımızın düzgün ilerlemesi için kritik öneme sahiptir.
Ancak, zamanla bu atardamarların iç yüzeyinde kolesterol, kalsiyum ve iltihap hücreleri gibi maddelerin birikimiyle plaklar oluşabilir. Bu duruma ateroskleroz denir. Bu daralma, beyne giden kan miktarını azaltarak hücrelerin oksijensiz kalmasına yol açabilir. Daha da tehlikelisi, plaklardan kopan küçük parçaların ya da oluşan bir kan pıhtısının beyne ulaşarak ani bir felce (inmeye) neden olma potansiyeli taşımasıdır. Bu nedenle karotis arterlerinin sağlığı, felç riskinin önlenmesinde merkezi bir rol oynar.
Karotis (şah damarı) darlığı genellikle başlangıçta kendini göstermeyebilir. Ancak damardaki daralma tehlikeli bir seviyeye ulaştığında veya damardan ayrılan küçük pıhtılar beyne gittiğinde, genellikle felcin habercisi sayılan belirtiler ortaya çıkar:
Karotis (şah damarı) darlığı tedavisi, daralma seviyesineve çeşitli faktörlere göre değişmektedir:
Her durumda, tedavi kararı bireysel olarak, uzman bir doktor tarafından verilmelidir.
Stentleme, daralmış şah damarına özel bir tel kafes olan stentin yerleştirilerek damarın iç kısmının genişletilmesi ve açık tutulması işlemidir. Bu yöntem, damardaki kan akışını yeniden düzenleyerek beyne yeterli oksijen gitmesini sağlamayı amaçlar. Genellikle lokal anestezi altında, kasıktan küçük bir kesiyle damara girilerek uygulanır.
İşlem sırasında dikkat edilmesi gereken en kritik nokta, damardaki darlıktan (plaktan) kopabilecek küçük parçaların veya pıhtıların beyne ulaşmasını engellemektir. Çünkü bu durum, felce yol açabilecek ciddi bir risktir. Bu nedenle, günümüzde uygulanan modern stentleme prosedürlerinde, bu riski minimize etmek için pıhtı önleyici sistemler (filtreler) kullanılır. Bu filtreler, işlem sırasında kopabilecek olası partikülleri yakalayarak beyne gitmelerini engeller ve işlemin güvenliğini önemli ölçüde artırır.
Stentleme işlemi sırasında felç riskini en aza indirmek için emboli koruma cihazları kullanılır. Bu cihazlar, plaklardan kopabilecek parçacıkların beyne ulaşmasını engelleyerek işlemin güvenliğini önemli ölçüde artırır. Başlıca iki tipi bulunur:
Bu ileri teknoloji koruma sistemleri sayesinde, karotis stentleme işlemi daha güvenli ve etkili bir hale gelir, böylece hastaların felç riski önemli ölçüde azaltılabilir.
Karotis stentleme işlemi genellikle şu adımlarla gerçekleştirilir:
Bu prosedürün ortalama süresi 30 ila 60 dakika arasındadır.
Bu talimatlara uyarak, stentleme işleminin başarısını artırabilir ve sağlıklı bir iyileşme süreci geçirebilirsiniz.
Deneyimli merkezlerde ve emboli koruma sistemleriyle yapıldığında komplikasyon riski oldukça düşüktür.
Çoğu kişi birkaç gün içinde normal yaşamına dönebilir, ancak ağır fiziksel aktivitelerden bir süre uzak durmak önemlidir.
İleri dereceli darlıklarda ilaç tedavisi yetersiz kalabilir. Bu durumda stentleme veya cerrahi seçenekler değerlendirilir.
Stent takıldıktan sonra doktorunuzun tüm talimatlarına uymak, düzenli kontrollerinizi aksatmamak ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek büyük önem taşır.
İşlem sırasında kopabilecek plak parçalarının beyne gitmesini engelleyerek felç riskini azaltır.