Kan hastalıkları, iyi huylu ve kanserli (malign) olmak üzere ikiye ayrılır. Beden üzerinde çeşitli olumsuzluklar doğuran bu hastalıklar, tedavi edilmemesi durumunda ölümle sonuçlanabilmektedir. En yaygın görülen kan hastalıkları ise; anemi, hemofili, lenfoma ve lösemidir.
Kan, atardamar ve toplardamarlar vasıtasıyla vücutta bulunan oksijen, besin maddeleri, hormonlar, antikorlar, mineraller ve vitaminleri dokulara taşıyan, plazma ve yuvarlardan oluşan yaşamsal sıvıya denir.
Kan hücreleri içerisinde kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri ve trombositler bulunur. Kan hücreleri, hemoglobin ile oksijeni vücudun tüm hücrelerine taşır, olası kanamalarda pıhtılaşmayı sağlayarak kan kaybından ölümlerin önüne geçer.
Hematoloji, kan hastalıkları, dalak ve kemik ilgi gibi kan yapıcı organlarda meydana gelen hastalıklarla ilgilenen tıp bilimidir. Dahiliye bölümünün yan dalı olan hematoloji, hastalıkları iyi huylu (kanser olmayan) veya kötü huylu olarak iki şekilde inceler.
Kan hastalıkları, iyi huylu ve kötü huylu olmak üzeri iki başlıkta incelenir. İyi huylu kan hastalıkları;
Kötü huylu kan hastalıkları ise;
En yaygın görülen kan hastalıkları ise;
Halk arasında kansızlık da bilinmektedir. Kırmızı kan hücrelerinde bulunan ve oksijenin dokulara taşınmasını sağlayan hemoglobin molekülünün azalması ile birlikte kendini gösterir. Aneminin en yaygın ve bilinen nedeni demir eksikliğidir. Hemoglobin üretiminde önemli bir yere sahip olan demir içeren gıdaların yeterli derecede alınmaması ve meydana gelen kanamalar, kandaki demir seviyesinin düşmesine neden olur. Demir eksikliği de anemi ile sonuçlanır. Aneminin en başlıca belirtileri; halsizlik, çabuk yorulma ve ten renginde meydana gelen solukluktur. En çok iyi beslenemeyen bebekler, ergenlik çağındaki bireyler ve genç kadınlarda görülen anemi hastalığının tedavisinde, anemiye neden olan etken ortadan kaldırılır.
Hemofili, kanın pıhtılaşmasını sağlayan faktörlerin doğuştan eksik olması ile ortaya çıkan hastalıktır. Faktörlerin eksiliği ve belirtilerin görülmesine bağlı hafif, orta veya ağır hemofili olarak adlandırılır. Hafif hemofili semptomları uzun süre görülmezken, orta ve şiddetli hemofili ise bebeklikten itibaren semptomlarını gösterir. Bu semptomlar; yenidoğan sünnetinde kanamanın durmaması, bebeğin emekleme dönemi dizlerinde morluklar oluşması, omuz veya ayak bileğinde kemik içine kanamadır. Bu durum zamanla eklemlerde fonksiyon kaybına neden olabilmektedir.
Vücudun savunma hücreleri olan lenfositlerin kontrolsüz büyümesi ile ortaya çıkan bir kanser türüdür. Lenfositler, en sık lenf bezleri olmak üzere dalak ve kemik iliği gibi bölgelerde bulunur. Lenfoma hastalığı; Lenfoma Hodgkin ve Hodgkin olmayan olmak üzere iki grupta incelenir. Tedavinin planması, lenfomanın türüne göre belirlenir.
Vücutta bulunan beyaz kan hücrelerinde ortaya çıkan bir kanser türüdür. Akyuvarların normalin üzerinde çoğalması ile kendini gösterir. Beyaz kan hücrelerinde bulunan lenfoid ve myeloid hücreleri kontrolsüz bir şekilde çoğalarak kemik iliğinin trombosit ve kırmızı kan hücresi üretimini engeller. Löseminin akut ve kronik olmak üzere iki türü bulunur. Tedavi edilmemesi durumunda kısa sürede ölümle sonuçlanabilmektedir. Tedavisi ise kemoterapi ilaçları ve ilik nakli ile mümkündür.
Kronik lösemi hastalarının ilaçla iyileşmeleri zordur ancak bazen tedavi görmeksizin uzun süre yaşayabilirler. Kronik lösemilerin bazı türleri de kök hücre (ilik) nakli iyileştirilebilmektedir.
Her hastalığın farklı bir belirtisi olabilir ancak genel olarak kan hastalıkları belirtileri şöyledir:
Kan kanserlerinin tedavisinde kemoterapi uygulanır. Kök hücre tedavisi de etkin bir tedavi yöntemidir.
Demir eksikliğinden kaynaklanan anemilerde ve kan hastalıklarında çeşitli tırnak bozuklukları görülebilmektedir. Tedavi sürecinde hastalar kilo kaybı yaşayabilmektedir.
Anemi türleri arasında alyuvarların hızlı bir şekilde yıkımının yaşandığı anemiler ve demir, B12 vitamini eksikliği gibi nedenlere bağlı gelişen anemiler yer almaktadır. Bu vakaların ateşli yakınmalara yol açtığı bilinmektedir. Bununla birlikte Akdeniz anemisi adı verilen kan hastalığında ayak ülseri riski de söz konusudur.
Bir diğer kan hastalığı olan trombositopeni vakalarında yani kanda pıhtılaşma görevini yerine getirmesi gereken trombositlerin yeteri kadar bulunmamasından kaynaklanan bu hastalıkta hastaların derilerinde kanamalar görülmesi olasıdır. Önemli kan hastalıklarından biri olan kan kanseri vakalarında da lenf bezlerinde büyüme hareketi tetiklenir.
Tüm bunlara ek olarak kan hastalıkları dil üzerinde düzleşmeye, akut gut hastalığına, safra kesesinde taşların oluşmasına, eritromelalji hastalığına, diş etlerinde şişliklere, karaciğer büyüklüğüne yol açabilmektedir.
Tüm bu rahatsızlıklar pek çok farklı organ ve sistemi etkilemekle birlikte her birinin başka hastalıklarla da ilişkili olduğu ya da olabileceği bilinmektedir. Bu da kan hastalıkları ile mücadelenin son derece hassas ve kompleks bir konu olduğunu gösteriyor. Hem hastanın hem de hekimin kusursuz bir özen ve dikkatle birlikte çalışmasını mecbur kılan bu hastalıklar asla ihmal götürmeyen ciddi sağlık problemleridir.
Anemi, kan kanserleri, alyuvar hastalıkları, kronik lenfsiter lösemi, kronik miyelositer lösemi, trombosit eksikliği, lenfoma, polisitemi, miyelofibrozis, hemofili gibi hastalıklar.
Kan hastalıkları; anemi (kansızlık, hepotemegali (karaciğer büyüklüğü), lösemi (kan kanseri), hematüri, gut atağı, hemartroz (eklem içi kanama), dil ve diş eti hastalıklarıdır.
Önceden bu hastalığın tedavisi zordu. Ancak günümüzde yeni teknolojilerle hemofili ölümcül değildir. Artık dolgu maddesi damardan verilerek kanama durdurulabilmekte.
Evet, oldukça tehlikeli ve ciddi bir hastalıktır. İhmali halinde öldürücü olabilmektedir.
İştahsızlık, kilo kaybı, ateşli enfeksiyonlar, kemik ağrıları, gece terlemeleri, boyun ve koltuk altı lenf bezlerinde büyüme, diş etleri ve karında şişlikler ilk belirtilerdir.
Evet, son derece riskli ve ölümcül bir hastalıktır. Bir an önce tedavisine başlanması gerekir.
Hızlı seyirli kan kanserleri 1-2 ay içerisinde etkisini gösterir. Bu nedenle bir an önce tanı konularak tedaviye başlanması önemlidir.
Kanser hastalığı saç dökmez. Ancak tedavide kullanılan bazı ilaçlar saç dökülmesine neden olabilmektedir. Ayrıca radyoterapi nedeniyle de saç dökülebilmektedir.
NOT: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi Dahiliye Birimi’nde hizmet verilen diğer hastalıklara aşağıdan ulaşabilirsiniz.