Günlük yaşamımızda en önemli rolü oynayan vücut bölümü; kas-iskelet sistemidir. Kemikler, kaslar, eklemler, bağlar ve sinirlerden oluşan kas-iskelet sisteminin kişinin ayakta durabilmesi, yürüyebilmesi, ellerini kaldırabilmesi, iş yapabilmesinde büyük yeri vardır.Günlük yaşamda meydana gelen çeşitli kazalar kas-iskelet sisteminde bazı hasarlar bırakabilmekte, bu hasarlar nedeniyle insanlar yataklara bağlı yaşam sürdürebilmekteler. Ortopedi ve Travmatoloji bölümlerinde yapılan ortopedik cerrahi ve fizik tedavi uygulamaları ile kas-iskelet sistemi eski işlevliğini kazanabilmekte, insanlar normal yaşantılarına geri dönebilmekteler.
Ortopedi, vücutta bulunan kemikler, eklemler, kaslar, sinirler ve kirişler gibi hareketi sağlayan organ bozuklukları ile ilgilenen tıp bilimidir.
Artroskopi, kalem boyutunda bir kamera kullanılarak eklemlerdeki hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılan cerrahi yönteme denilir. Genellikle diz, omuz, el ve ayak bileği, ayak başparmak eklemi, dirsek ve kalça kaynaklı hastalıkların tedavisinde kullanılır.
Başta kireçlenme olmak üzere, romatizmal hastalıklar, doğuştan yapısal bozukluklar ve travma nedeniyle eklem kıkırdaklarının yüzeylerinde bozulmalar yaşanılır. Bu bozulmalar zaman ilerleyerek ciddi ağrılarla birlikte hareket kısıtlılıklarına neden olur. İlaçlar, eklem içi enjeksiyonlar ve fizik tedavisi yöntemleri ile hastalığın tedavi edilemediği durumlarda eklem protezleri en uygun tedavi seçeneği olarak öne çıkmaktadır.
Eklem protezleri ile bozuk eklem yüzeyleri yapay materyallerle değiştirilerek hem ağrılar ortadan kaldırılır hem de eklemler eski fonksiyonlarına kavuşturularak hareket kabiliyeti artırılır.
En sık görülen protez çeşitleri ise diz ve kalça protezleridir.
İş kazası ve trafik kazası gibi nedenlerle el, kol, ven, sinir ve tendon (damar, sinir, kiriş) yaralanmalarının tedavisinde tercih edilen cerrahi operasyonlardır. Tedavi edilmediği durumlarda fonksiyon kaybı oluşur hatta doku canlılığının yitirilmesine neden olabilmektedir. Ameliyat sonrası organların fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için uzun süreli fizik tedaviye ihtiyaç duyulmaktadır.
Ön çapraz bağ, diz ekleminde bulunan tibia (incik) ve femur (uyluk) kemiklerini birbirine bağlayan yapılardan biridir. Dizin merkezinde bulunur ve dizin normal işlevini görmesi için çok önemlidir. Tibianın dönmesini ve ileriye doğru hareketini kontrol etmektedir.
Ön çapraz bağlar, ani bükme ve dönme hareketiyle gerilir ve yırtılır. En yaygın görülen bağ yaralanmalarıdır. Trafik kazası, endüstriyel kazalar, yüksekten düşme ve futbol gibi oyunlarda doğrudan ani ve şiddetli çarpmalar ile ortaya çıkmaktadır.
Ön çapraz bağ yaralanmalarına yan bağlar, arka çapraz bağ ve menisküs yaralanmaları de eklenebilir. Kadınlarda erkeklere oranla daha sıkı görülür. Erişkinlerde bağın gövdesinden kopması şeklinde ortaya çıkarken, çocuklarda ise bağın kemiğe yapıştığı yerden bir parça kopması olarak görülür. Özellikle futbol, basketbol ve kayak gibi sporlarla uğraşan kişilerde ön çapraz bağlarda yaralanma riski fazladır.
Artroplasti, eklem protez cerrahisinin bir diğer adıdır. Normal fonksiyonlarını yitiren eklemin yapılacak cerrahi müdahale ile işlevselliğine kavuşması işlemidir. Artroplasti ile deforme olan eklem eski hareket kabiliyetine kavuşur ve yaşam kalitesi artar.
Diz protezi ise; diz eklem kıkırdağı ileri derecede hasarlı hastalarda, eklemi yapay bir eklemler değiştirme işlemine denilir. Normal fonksiyonlarını yitiren dizin fonksiyonlarını geri kazanarak yürüyüş kapasitesini artırma amacıyla yapılır.
Diz protezleri, kobalt, krom alaşımında yapılmış ana bileşenler ve bunlara bağlı polietilen eklem yüzeyinden oluşmaktadır. Diz protezleri, kemik çimentosu denilen dolgu maddesi ile kemiğe tutmaktadır.
Total diz protezleri ise diz kıkırdağında ileri derecede hasar bulunan, merdiven çıkma ve yürüme gibi günlük rutinini yapmakta zorlanan hastalarda tercih edilir. Bu hastalar,ilaçlar, fizik tedavi, baston kullanımı, eklem enjeksiyonu gibi yöntemler kullanılmasına rağmen rahatsızlıklarından kurtulamadıkları için diz protezi en uygun tedavi yöntemidir. Tercihen hastanın 60-80 arası olması istenir ancak osteonekroz ve romatoid artrit gibi özel durumlar nedeniyle daha erken yaşlarda da protez yapılabilmektedir.
Dirsek eklemi, vücuttaki en hassas ve karmaşık eklemlerden biridir. Dirsek kırıkları çeşitli kazalar ve düşmeler sonucu oluşabilir. Kırıklar, basit çatlak şeklinde olabileceği gibi ciddi parçalı kırıklı şekilde de görülebilir. Özellikle çocuk kırıklarının büyük bir kısmı dirsek çevresinde görülmektedir. Tedavi süreci ise kırıkların şiddetine göre değişmektedir.Dirsek eklemi üç kemikten oluşur ve bağlar, kaslar ve tendon tarafından bir arada tutulmaktadır. Kol kemiği (humerus), dirseğin iç ve dışındaki bağlarla, eklem kapsülü ile ön kol kemikleri (Radius ve ulna) ile birbirine bağlanır. Kemiklerin ekleme bakan yüzeyleri ise kıkırdak ile kaplıdır. Dirsek kemiği, kas ve diğer yumuşakların korumasından yoksun olarak derinin altında bulunur. Bunun için dirseğe alınacak direkt bir darbe ile veya uzanmış bir kol üzerine düşüşte bile kolayca kırılabilmektedir. Dirsek kırıkları çok ağrılı olup, dirsek hareketlerini zorlaştırır. Dirsek kırığı, dirseğin sivri kısmında, kol büküldüğünde ortaya çıkar.
Dirsek eklemlerinde zorlama, düşme veya çeşitli dış etkenler (kaza) nedeniyle kırıklar görülebilmektedir. Dirsek eklemlerinde oluşan kırıklar; Radius Başı Kırıkları, Olekranon Kırıkları, Koronoid Çıkıntı Kırıkları, Distal Humerus Kırıkları ve Kapitellum Kırıklarıdır.
Diz, insan vücudundaki en büyük ve kompleks eklemdir. Yaralanma ve kırıklara açık bir bölge olan diz ve çevresinde çok sık şekilde kırıklar oluşur. Düşme, çarpma, trafik kazası, travma veya darbe sonucu meydana gelen kırıklar, bacağın sağlıklı hareketini engeller. Tedavi seçenekleri ise kırığın türü ve şiddetine göre değişmektedir.
Diz eklemi, uyluk kemiği (femur) ile kaval kemiğini (tibia) birbirine bağlamaktadır. Fibula ve patella kemiklerinden oluşmaktadır. Diz çevresinde oluşan kırıklar ise şunlardır; Femur Suprakondiler Kırıklar, Femur İnterkondiler Kırıklar, Tibia Plato Kırıkları ve Patella Kırıkları.
Kol, kürek ve omuz kemiği omuz kuşağını oluşturur. Kolun serbest bir şekilde hareketi için bu kemikler birbirine bağlanır. Omuz kemiklerini ise kaslar, tendonlar ve bağlar birbirine bağlar.
Omuzun, kolun her yöne hareket etmesin sağlayan bir yapısı vardır. Bu hareketlilik nedeniyle omuzda sık sık yaralanmalar veya sakatlıklar oluşur. Bunun sonucunda da ağrı, hassasiyet, zayıflık, gevşeklik ve hareket kısıtlılıkları görülmektedir. Omuz atroskopisi ile de omuz eklemlerinde oluşan sakatlıkların tespit ve tanısı yapılır.
Omuz artroskopisi;
Diz artroskopisi; kapalı diz ameliyatı olarak da bilinmektedir. Dizde yaşanan sorunların tanı ve tedavisinde kullanılır. Diz problemlerinin çözümünde etkin ve güvenli bir yöntemdir.
Diz artroskopisi;
Kapalı redüksiyon, yerinden oynamış veya kırılmış kemiklerin, kıkırdakların eklem açılmadan özel bir alet ile tekrar yerine oturtulması işlemidir. Kırık tedavisinde en çok tercih edilen yöntemdir. Özellikle Distal Tibia, Distal Radius veya Distal Humerus gibi deri altı dokusu ince bölgelerde rahat bir şekilde yapılmaktadır.
Kapalı redüksiyon işlemi ile kırık-çıkık bölgesini uygun pozisyonda tespit ederek (yanlış kaynama, kaynamama, komşu yapıların yaralanması gibi sorunları önlemek) hem hastanın kendisine hem de yaralanan bölgeye komşu eklemlere erken dönemde hareket imkânı sağlamak (eklem sertliği, uzun süre yatmaya bağlı sorunlar ve tüm komplikasyonları azaltma) amaçlanmaktadır. Açık yaralanmalarda yabancı cisimler ve kötü-kirli dokular uzaklaştırılır, yara temizlenir ve uygunsa kapatılarak enfeksiyon ihtimali en aza indirilmeye çalışılır.
Diz eklemi, vücudun bütün ağırlığını taşıyan karmaşık bir yapıdır. Femur (Uyluk), tibia (kaval) ve patella denilen üç kemikten oluşur. Zamanla çeşitli nedenlerden dolayı diz ekleminde kıkırdak hasarları ortaya çıkmaya başlayabilir. Kireçlenme olarak da bilinen kıkırdak hasarlanmalarının çeşitli tedavi yöntemleri bulunur. Yüksek tibal osteotomi de bu yöntemlerden biridir.
Omurga, omur adı verilen ve birbirine bağlı seri kemiklerle gövde iskeletini oluşturarak ayakta durmamızı sağlayan yapıya denilir. Omurga, baş ve bacaklar arasındaki bağlantıyı oluşturarak öne, arkaya ve yanlara eğilmemizi ve dönmemizi sağlar.
Yaşlanmaya bağlı olarak omurgada dejeneratif hastalıklar ortaya çıkmaya başlar. Özellikle yaşlı nüfusun artmasıyla birlikte dejeneratif hastalıklar da toplumda yoğun bir şekilde görülmektedir. Dejeneratif omurga hastalıkları ise; spinal stenoz, skolyoz, osteoartrit gibi hastalıklardır.
Replantasyon, kopan bir uzvun damar, sinir, kas, tendon ve kemik gibi tüm anatomik oluşumlarının karşı karşıya getirilip dikilerek eski fonksiyonlarının sağlanması işlemine denir. Bu işlemle amaç; uzvun eski işlemlerini yapabilmesi, protezle kıyaslanabilir gerekli fonksiyonların sağlanmasıdır.
Vücuttan kopan her parçanın mikrocerrahi yöntemi ile replante edilmesi her zaman mümkün olmayabilir. Replantasyon kararında; hastanın yaralanma şekli, etkilenen ekstremite parçasının özellikleri, hastanın genel durumu, yaşı, mesleği önemlidir.
Konjenital hastalıklar ise doğuştan gelen, bebek doğarken var olan hastalıklara denilir. Konjenital hastalıklar genetik, infeksiyöz veya annesin beslenmesine bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. En önemli konjenital ortopedik anomalileri kırık-çıkık sekereleri, osteomiyelit, septik artrit sekelleridir. Ayağın içe dörüklüğü, kalça, diz ve dirseklerde bükükler, kalça çıkığı, çarpık ayak, boyun eğriliği, konjenital skolyoz gibi rahatsızlıklar konjenital ortopedi bağlamında değerlendirilir.
Günümüzde kas-iskelet sisteminde meydana gelen hastalıkların tedavisi çeşitli yöntemlerle yapılabilmektedir. Bu tedaviler ise;
Pediatrik Ortopedi Nedir?
Çocukluk çağındaki doğumdan veya sonradan ortaya çıkan ortopedik rahatsızlıkların tedavisinin yapıldığı bölümdür.
Çapraz Bağ Yırtılması Nasıl Tedavi Edilir?
Özellikle futbol ve basketbol gibi sporlarda görülebilen çapraz bağ yırtılmaları, yırtılmanın derecesine göre tedavi edilir. Yırtılma şiddetli değilse fizik tedavi, şiddetliyse cerrahi yöntem tercih edilir.
Ortopedi Ameliyatları Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli?
Ameliyatın türüne göre değişir. Dirsek kaynaklı yaralanmalar ile ayak kaynaklı yaralanmalarda farklı şeylere dikkat etmek gerekebilir. Bu nedenle doktorun tavsiyelerine göre hareket etmek önemlidir.
Kalça Protezi Hangi Hastalıklarda Kullanılmaktadır?
Kalça protezleri romatizmal hastalıklar, kireçlenme, tümörler, ileri yaş kalça kırıkları, çocuklukta karşılaşılan kalça çıkığı ve büyüme plağı kayması, kanlanma gibi şikâyetlerde kullanılmaktadır.
NOT: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi’nde görev yapan alanında uzman, deneyimli Fizik Tedavi birim doktorlarını aşağıdan daha detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz.
Diğer Fizik Tedavi HastalıklarıÖzel Adana Ortadoğu Hastanesi Fizik Tedavi Birimi’nde hizmet verilen diğer hastalıklara aşağıdan ulaşabilirsiniz.