Otizm ilk 3 yaşta başlayan ve yaşam boyu süren, kişinin etrafıyla uygun bir ilişki kuramaması şeklinde ifade edilen bir gelişim bozukluğudur. Basit testler yapılarak kolayca tanı konulabilir. Erken tanı ve rehabilitasyon otizmde önemlidir.
Otizm Nedir?
Otizm ilk üç yaş içerisinde meydana gelen ve kişinin yaşamı boyunca devam den gelişimsel bir bozukluk olarak tanımlanır. Otizm, kişinin özellikle sosyal ilişkiler kurma ve sürdürme konusunda bazı zorluklar yaşamasına neden olur. Sözel iletişim, göz teması kurma, jest ve mimik kullanımı gibi konularda zorluk çekilmesi ile karakterize bir bozukluktur. Çocuğun konuşma yeteneğinin geç veya sınırlı halde olması, yüksek sesten rahatsızlık duyması ve kolları sallama eğilimi benzeri belirleyici ve tekrarlayan belirtiler gösterir. Otizm tanısı her yaşta koyulabilir. Ancak genellikle çocuğun ilk üç yılı içerisinde ortaya çıkar.
Kimi zaman belirtiler bir yaş öncesinde başlar. Bazı durumlarda ise normal psiko sosyal gelişme sağlanır ve ilk kelimeler söylenmeye başladıktan sonra bir duraksama veya gerileme saptanabilir. Otizmin beyin yapısını ve işleyişini etkileyen sinir sistemi problemlerinden kaynaklanabileceği düşünülmektedir. Yanlış inanışların aksine otizmin çocuk yetiştirme biçimi ile veya ailenin sosyo ekonomik koşulları ile herhagi bir ilişkisi yoktur.
Otizm, yaygın gelişimsel bozukluklardan biridir. Diğerlerini sıralamamız gerekirse:
- Asperger Sendromu
- Rett Sendromu
- Dezintegratif
Otizm Neden Oluşur?
Otizmin nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte, genetik olduğu kabul ediliyor. Erkeklerde kadınlara göre daha sık görülüyor. Otizmlilerin yüzde 70'inde zeka geriliği bulunurken, yüzde 10unda üstün zeka görülüyor. Otizmle birlikte hiperaktivite bozukluğu, dikkat eksikliği ve duygu durum bozuklukları da görülebilir.
Otizmin Belirtileri Nelerdir?
Otizmin en önemli belirtileri;
- Göz teması kuramama,
- Yaşıtlarıyla ilgilenmeme ve oyun oynamama,
- Etkileşim başlatma ve sürdürmede zorluk yaşama gibi sosyal etkileşimde yetersizlik
- Konuşamama, konuşan çocuklarla iletişim kurmaya çalışmama gibi iletişim bozukluğu
- Hayali oyunlar kuramama,
- Sürekli aynı hareketleri tekrar etme
- Aşırı tepki gibi hayali oyunlar oynamama halidir.
Ayrıca otizmli çocuklar göz teması kuramaz ya da kısıtlı olarak kurabilir. İsmiyle seslenildiğinde tepki vermez. Aşırı hareketli ya da aşırı hareketsiz olabilir. Çevreleriyle ilgilenmezler, insanlarla iletişim kurmak yerine cansız varlıklara ilgi gösterir. Yaşıtlarıyla diyalog kurmaz ve oyunlara katılmaz. Geç konuşur, konuşmayı öğrenseler bile sürekli aynı kelimeyi tekrarlar ve konuşmayı iletişim aracı olarak kullanmaz. Arabanın tekerleği gibi bir nesnenin bir parçasına aşırı bağlanabilir, her zaman aynı oyunu oynar. Düzen takıntısı olabilir. Hırçın ve inatçı davranışları vardır, kendine ve çevresindeki insanlara ve eşyalara zarar verebilir. Acı ve tehlikeye karşı duyarlı değildir. Yeme bozukluğu olabilir.
Konuşamamak Otizm Belirtisi Mi?
Çocukların konuşamaması otizm bozukluğunun bir belirtisi olarak değerlendirilebilir. Çocukluk evresinde yaş gruplarına göre dil gelişimi sürecinin doğal ilerleyişi şu şekildedir:
Bebek ilk bir ay içerisinde hapşırma, öksürme ve ağlama benzeri bazı doğal sesler çıkartırlar. İlk ayın sonunda bebeklerin ağlamaları çeşitli etkenlere göre farklılık gösterir.
İkinci ve üçüncü aylarda bebek gülmeye başlar. Bunun yanı sıra a, e, o gibi sesli harfler ile k ve g gibi sessiz harfleri de çıkartabilme becerisi kazanır.
Dördüncü ve altıncı aylar arasında bebeğin çıkartabildiği sesli ve sessiz harflerin sayısında bir artış yaşanır. Altıncı ayın sonuna gelindiğinde sesli ve sessiz harfleri doğru şekilde birleştirmeye başlarlar.
Yedinci ve onuncu aylar arasında hece tekrarları yapabilecek duruma gelirler. Ma-ma, de-de gibi sesler çıkarabilirler. Bu dönemde yetişkinlerin konuşmasına benzemekle birlikte herhangi bir anlama gelmeyen diziler oluşturabilirler.
On birinci ay itibariyle tek heceli sözcükler söylenmeye ve sonrasında da ilk anlamlı kelimeler telaffuz edilmeye başlanır.
On ikinci ve on sekizinci aylarda bir amaç doğrultusunda sözcükler kullanmaya başlarlar. Bu dönemde çocukların 3 ila 50 sözcükten meydana gelen bir kelime haznesi vardır.
18 – 24. Aylarda da çocuklar nesne ve resimleri isimlendirebilirken kelime hazneleri ise 50-70 kelime düzeyine ulaşır.
İki yaşına gelen çocuklar konuşmaya, yürümeye ve kendi benliklerini keşfetmeye başlarlar. Bu dönemde yaşanan hızlı gelişim sayesinde bebek birçok açıdan bağımsız hale gelir. Motor yetenekleri gelişir ve dil becerisi kazanır. Bir yere tutunarak merdiven inip çıkabilir ve koşabilir. İki yaş çocukları 70 ila daha fazla kelime kullanabilir aynı zamanda iki sözcükten oluşan cümleler kurabilirler. Bu dönem, çocukların etrafındaki dünyayı sürekli olarak sorguladığı, neden ve nasıl sorularını sıkça yönelttiği bir evredir.
Konuşamamak başlı başına bir otizm belirtisi olarak kabul edilemez. Otizm dışında konuşmanın gecikmesine yol açan çok sayıda faktör vardır. Bunları sıralamamız gerekirse:
- Prematüre doğum ya da büyüme gelişme geriliği
- Ailenin çocuk üzerinde fazla imtina göstererek çocuğa konuşma fırsatı tanımaması
- Dil bağı, dudak veya damak yarılması gibi ağız içi problemler
- Psikososyal uyaranların eksikliği
- Aile içerisinde iki dil konuşulması,
- Ailesel dil gecikmesi
- Gelişimsel dil gecikmesi
- İşitme kaybı
Otizm Nasıl Teşhis Edilir?
Otizm bozukluğu anne karnında tespit edilemez. Kız çocuklarında erkeklere kıyasla dört kat fazla rastlanan otizm bozukluğunun nedeni tam olarak saptanabilmiş değildir. Otizm tanısında laboratuar testlerinden veya görüntüleme teknolojilerinden yararlanılamaz. Otizm tanısı ancak çocuk psikiyatristi tarafından konulabilir. Bunun için çocuğun gözlemlenmesi, bazı gelişim testlerinin uygulanması ve aileye çeşitli soruların yöneltilmesi ile mümkün olur. Tanı koyulabilmesi için şu kontroller yapılır:
İşitme testi
- Davranışların gözlemlenmesi
- Bilişsel yeteneklerin sınanması
- Dil becerilerinin kontrolü
- Tıbbi ve nörolojik muayene
- Kan testleri
- Yemek yeme, giyinme ve benzeri gündelik aktivitelerin bağımsız şekilde yerine getirilip getirilmediğinin kontrolü
Otizm Tedavisi
Otizmde erken tanı ve müdahale çok önemlidir. Ancak otizmin kesin bir tedavi olmadığı gibi, otizmli bireylerin hepsine uyan tek bir tedavi yöntemi de yoktur.
Otizm tedavisinde amaç, semptomları azaltarak gelişimi desteklemek ve çocuğun yapabileceği işlevlerin en üst düzeyde olmasını sağlamaktır. Okul öncesi dönemde yapılacak erken müdahale çocuğun iletişimsel, işlevsel ve davranışsal becerileri öğrenmesine yardımcı olacaktır.
Otizme yönelik tedavi ve müdahaleler geniş kapsamlı olabilir. Ayrıca kişinin gereksinimleri de zaman içinde değişebileceği için buna uygun bir tedavi programı uygulanmalıdır.
Otizmde pek çok tedavi yöntemi kullanılır.
Davranış ve iletişim terapilerinde sorunlu davranışları azaltmaya ve yeni beceriler öğretmeye odaklanılır ve çocuklara çeşitli sosyal durumlarda nasıl davranacaklarını ya da nasıl daha iyi iletişim kuracaklarını öğretilir.
Eğitim terapilerinde sosyal becerileri, iletişimi ve davranışı geliştirmek için çeşitli aktivite programları uygulanır.
Aile terapilerinde ailenin diğer üyeleri, çocuğun sorunlu davranışlarını yönetmek, sosyal etkileşim becerilerini geliştirmek ve iletişim kurmayı öğretmek için nasıl davranmaları gerektiğini öğrenir.
Kişinin gereksinimleri doğrultusunda konuşma terapisi, günlük hayatta gerekli olacak faaliyetler için iş ve uğraş terapisinin yanında hareket ve denge konusundaki sorunları iyileştirmek için fizik tedavi çalışmaları da yapılabilir.
Otizmin ilacı yoktur ancak bazı semptomların kontrolü için doktorun önerdiği ilaçlar kullanılabilir.
Aileler Otizmli Çocuklarına Nasıl Yaklaşmalı?
Özel eğitim süreçleri ile otizmli çocukların kendi kendilerine yetebilen, toplumla uyumlu bireyler olması hedeflenir. Aileler otizmli çocuklarının diğer herkes gibi düşünemediğini kabullenmelidir. Otizmli çocukların ailelerine düşen görevleri sıralamamız gerekirse:
Çocuğu davranışları ve düşünceleri dikkatli gözlerle izlenmeli. Çocuğun neye ne zaman tepki verdiğinin anlaşılması gerekir.
Çocuğun kendi dünyasında mutlu olduğunu bilmek gerekir.
Çocuktan beklentilerin doğru ayarlanması gerekir.