Hidatik kist, köpek, tilki, kurt, koyun, inek vb. gibi hayvanlardan kaynaklanan paraziter bir hastalıktır. Hayvanların bağırsaklarında yaşar ve dışkısı ile dışarıya atılır. Küçükbaş veya büyükbaş hayvanların bu parazit yumurtası bulaşık gıdaları (ot, su vb.) yemesi ile bu hayvanların bağırsaklarına geçer. Ara konak olarak nitelendirilen burada kurtçuk açığa çıkıp kan dolaşımına karışarak vücudun diğer noktalarına, özellikle de karaciğere yerleşerek giderek büyüyen kistler oluşturur. Bu duruma hidatik hastalık denilmektedir.
İnsanların bu parazitin yumurtasının bulaştığı maddeler (gıda, su vb.) yemesi durumunda yumurtalar bağırsakta açılır, ardından da parazitler %75-80 oranında karaciğere, bazı durumlarda karın içi değer organlar ve hatta beyine yerleşerek kistler oluşturmaktadır. Hayvandan insana bulaşabilen bir hastalıktır. İnsandan insana bulaşmaz.
Hastanın genel durumu, medikal özgeçmişi, kistlerin sayısı ve boyutu, hastalığın evresi, yerleşimi gibi durumlar değerlendirildikten sonra laparoskopik hidatik kist cerrahisi ile alınır. Bu işlem genel anestezi altında ve yaklaşık 1 saat sürmektedir. İşlem kapsamında 2’si 5mm ve 1’i 10 mm boyunda olmak üzere hastada 3 kesi açılır. Bu kesilerden girildikten sonra hidatik kist ameliyatı yapılarak hasta sağlığına kavuşturulur. 1-2 gün içerisinde ise klinik seyre göre eve gönderilirler. Bu ameliyat sonrası kişinin deri yapısına göre küçük bir iz kalabilmektedir.
Öncesinde tanı amaçlı gereken tetkiklerin yapıldığı hastalar, ameliyat günü 4-6 saat boyunca aç kalarak hastaneye yatırılırlar. Ameliyattan önce hastanın gerekli anestezi muayeneleri yapılır ve operasyon için hazırlanır. Eğer başka hastalıklar söz konusuysa başka branşlardan uzman hekimlerin değerlendirmesine başvurulabilir. Hidatik kistin operasyon sırasında yayılmasını veya rahatsızlığın nüks etmesini önlemek için operasyondan bir hafta kadar önce parazite karşı ilaç tedavisi uygulanmaya başlar. Doktor gerekli görürse bu ilaç uygulamasına ameliyattan sonraki bir, iki ay süresince devam edilmesini tavsiye edebilir.
Nörolojik, hematolojik veya kardiyolojik hastalıklardan ötürü kan sulandırıcı ilaçlar kullanması gereken hastaların ameliyat öncesinde doktor gözetiminde bu ilaçları kesmesi gerekir. Fakat doktorun uygun görmesi halinde düşük molekül ağırlığına sahip Heparin injeksiyonuyla kan sulandırıcı tedavinin devamı sağlanabilir. Bu sayede operasyon sırasında olası komplikasyonlardan biri olan pıhtı atması tehlikesine karşı da önlem alınmış olur.
Hipertansiyon rahatsızlığından dolayı ilaç kullanması gereken kişilerin ameliyat günü yarım bardak su ile tansiyon ilacını almasına izin verilebilir.
Eğer kişi diyabet hastasıysa bazı özel önlemler alınması gerekebilir. Bunun haricinde başka ilaçlar kullanıyorsa, ameliyat öncesinde kesilip kesilmeyeceğine doktor yaptığı değerlendirmenin ardından karar verir.
Kapalı hidatik kist cerrahisi konservatif ve radikal olmak üzere iki sınıfa ayrılır.
Ameliyatta kist duvarı delinir ve kistin içeriği aspire edilir. Kistin içinde bulunan canlı skoleks/protoskoleksleri öldürmek için kimyasal ajanlardan faydalanılır. Ardından kistin tüm içeriği boşaltılır ve ameliyat tamamlanır. Hastalığın nüks etme ihtimali son derece düşüktür. Buna karşın komplikasyon riski söz konusudur.
Kapalı hidatik kist ameliyatında toplamda üç veya dört kesi açılır. Bu kesilerin büyüklüğü bir tanesinin on milimetre diğerlerinin ise beş milimetre olacak şekilde planlanır. Eğer doktor ek bir trokara ihtiyaç duyarsa dördüncü kesiye gerek duyulur.
Kapalı yöntemle başlanan ameliyat sırasında herhangi bir gereklilik oluşursa cerrah açık cerrahi yöntemine geçmeye karar verebilir. Ameliyat sırasında kontrol altına alınması zor veya imkansız kanamalar yaşanırsa, yayılımın kontrolünde kapalı teknik yeterli olmazsa veya kist ve diyaframın birbirine yapışık olduğu durumlarda açık cerrahiye dönülebilmektedir.
Gereken tedbirler alınsa bile her cerrahi prosedürde komplikasyon riski mevcuttur. Bunları sıralamamız gerekirse:
Hidatik kistler cerrahi olarak tedavi edilmezse yaşamsal tehdit meydana gelebilir. Enfeksiyon, karın boşluğunda açılma, safra yolunun açılması veya göğüs boşluğuna açılma gibi risklerin görülme ihtimali yüzde kırk seviyelerindedir.
Kapalı Hidatik Kist ameliyatlarında nadiren de olsa kistin ponksiyone edilmesi esnasında parazitin antijenik yapısı vücuttan bağışıklık reaksiyon göstermesine yol açar.
Kapalı ameliyatlarda trokar girişi sırasında organ hasarı yaşanabilir ve kanama meydana gelebilir.
Karın içinde yayılım yaşanabilir. Hastalığın nüks etme olasılığı nispeten azdır.
Vakaların yüzde 6 ila yüzde yirmi sekizlik bir kısmında ameliyatın ardından safra fistülü gelişebilmektedir. Kist içerisindeki yüksek basınçtan dolayı fistül gelişebilir. Bu fistüller çoğu zaman kendiliğinden iyileşirken kimi zaman varlığını sürdürebilir.
Karaciğer içi safra yolu ile ilişkili kistlerde iştirak noktası dikişle kapatılır.
Söz konusu risk ve komplikasyonlar açık cerrahi kist hidatik ameliyatına göre çok daha nadir görülür.
Her cerrahi prosedürden sonra farklı boyut ve biçimlerde iz kalabilmektedir. Ancak açık ameliyatlardaki gibi büyük kesiler açılmadığı için kapalı kist hidatik ameliyatlarında minimal düzeyde iz kalmaktadır. Kişi operasyondan sonra kendisini estetik açıdan daha iyi hisseder. Kalan minimal izler de kişide rahatsızlık yaratıyorsa estetik cerrahi müdahaleleri ile giderilebilmektedir.
NOT: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi’nde görev yapan alanında uzman, deneyimli Genel Cerrahi birim doktorlarını aşağıdan daha detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz.
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi Genel Cerrahi Birimi’nde hizmet verilen diğer hastalıklara aşağıdan ulaşabilirsiniz.