İçi su dolu topa benzeyen oluşumlara kist denir. Çocukların yumurtalıklarında her zaman kistler bulunur. Bu kistler oluşur ve zamanla kaybolur bir haldedir. Ergenliğe kadar olgunlaşmamış olan bu kistler, adet görme ile birlikte olgunlaşır. Kistler, kanser oluşumları değildir ancak çok nadir olarak kansere dönüşebilir. Kistlerin en büyük riski, zamanla kendi etrafında dönerek gangren olmaları ve ardından patlamalarıdır.
Yumurtalık kistlerin çoğu sağ tarafta bulunur. Kistlerle ilgili herhangi bir şikayet bulgusu olmadığı için genellikle ustrasonografide tesadüfen görülebilirler. Ancak hamoraji, rüptür veya torsiyon geliştiği durumlarda karın ağrı ile kendini gösterir. Overin kistik hastalıklar yoğunlukla ergenlik dönemi olmak üzere yenidoğan döneminde de görülebilmektedir.
Over kistlerin %84’ü folikül kistlerdir. Genelde 3-12 cm çapında ve ince duvarlıdır. İçleri berrak sarımsı sıvıyla doludur. Büyük çaplı over kistlerde torsiyon, kama veya rüptürasyon görülebilmektedir. 2-3 ay takipte gerileme olmazsa cerrahi operasyonla alınmalıdır. Cerrahi operasyon esnasında over korunarak kistin çıkarılması önemlidir.
Folikül kistlerden histolojik olarak ayrılırlar. Tedavisi folikül kistlerde olduğu gibidir. Ancak yeniden nüksetme riski fazladır.
Adet görene kadar görülemezler. Ancak adet sonrası adet görememe, düzensiz adet görme, ara kanamalar, rüptür ve torsiyon ile kendini belli eder. Dışları sarı içleri ise kanlı bir görünümdedirler. Kendiliğinden kaybolabilirler ancak birkaç adet dönemi takip edilmelidirler. Tedavisi ise laparoskopik yöntemle yapılmalıdır. Tedavide over dokusu da kist ile birlikte kısmen veya tamamen alınmaktadır.
Over ile herhangi bir ilgileri bulunmaz. Ancak komşu bölgede gelişirler. Over ve uterus arasındaki mezosalfinks denilen yaprakçıklar arasında ortaya çıkır. Peberte sonrası görülen bu kistlerin tedavisi cerrahi yöntemle yapılır. Cerrahide, over ve fallop tüplere zarar verilmeden kistlerin çıkarılması önemlidir.
Anlaşılmaz. Anne karnındaki kız bebeklerde hiçbir bulgu vermediği için anlaşılmaz. Ancak eğer çok büyükse ve diğer organlara baskı yapıyorsa ultrason cihazı ile fark edilebilir.
Yumurtalık kistleri her zaman spesifik semptomlar göstermeyebilir. Kistin büyüme seviyesine, türüne veya bulunduğu konuma göre çocuklarda gözlenebilecek olan belirtiler şu şekildedir:
Bazı durumlarda yumurtalık kistleri, yumurtalığa giden kan akışının engellenmesine veya yumurtalığın dönmesine yol açabilmektedir. Bu gibi vakalarda çocuğunuz şiddetli karın ağrıları yaşayabilir, kusabilir hatta baygınlık geçirebilir.
Özellikle sekiz yaşından küçük çocuklarda östrojen salgılanmasının yanı sıra yumurtalık kistleri şu gibi semptomlara sebep olabilir;
Ergenlik aşamasında adet döngüsü dalgalanan genç kadınlarda hormon seviyelerine karşılık olarak yumurtalık kistleri meydana gelebilmektedir.
Gebeliğin 28. Haftasına kadar olan bebeklerin hormon düzeyi bu aşamadan sonra annenin hormonları tarafından baskılanmaya başlar. Bu yüzden öncesinde tespit edilen kistler bu tarihten itibaren azalma hatta yok olma eğilimi içerisine girebilirler.
Bebeğin doğumu ile birlikte annenin baskılayıcı hormonları denklemden çıkmış olur. Bu durumda bebeğin kendi hormonları yeniden yükselir ve bu yükseliş ivmesi 1-2 yaşına kadar devam eder.
Anne karnında fark edilen basit over kistlerinin önemli bir bölümü, bebeğin doğumundan sonraki 15 gün veya 6 aylık süreçte kendiliğinden kaybolur.
Bebeklikte over kistini önlemek için alabileceğiniz özel bir önlem yoktur. Bebeğin düzenli olarak çocuk doktoru kontrollerine götürülmesi gerekir. Bebeklik aşamasında herhangi bir bulgu yaratmayan bu hastalık ancak başka bir sebepten dolayı doktora başvurduğunuzda rastlantısal şekilde tespit edilir.
Ergenlik sürecine gelindiğinde kız çocukları, kasık bölgesinde hissettikleri ağrılar veya adet düzensizliklerinden dolayı yumurtalık kistinden şüphelenebilirler. Böyle bir durum geliştiğinde geç kalmadan doktora başvurabilirsiniz. Rutin sağlık kontrolleri dışında alabileceğiniz bir önlem yoktur.
Hasta hangi yaşta olursa olsun, bir yumurtalık kistinin tedavisinde kullanılacak yöntem; kistin büyüklüğü ve durumu göz önünde bulundurularak kararlaştırılır.
Bebeklik aşamasında dört santimetreden daha büyük boyuttaki kistler tehlike arz eder ve ameliyat edilir.
Ergenlik döneminde ise beş ila sekiz santimetrenin üzerindeki büyüklüğe sahip kistler tehlike arz etmektedir.
İçerisinde çok sayıda odacık bulunan kompleks kistler de ameliyat gerektirmektedir.
Kist sapının kendi etrafında döndüğü, içine doğru kanadığı veya patladığı vakalarda da cerrahi tedavi uygulanır.
Bu tetkikler sırasında;
Anneden aktarılan hormonların etkisi ile birlikte, bebeğin yeni doğduğu sırada meydana gelen kistler, annenin baskılayıcı hormonları etkisini yitirdikten sonra kaybolma eğilimine girer. 4 santimetre ve altındaki kistler genellikle kendiliğinden kaybolur. Ancak bu kistler de ultrasonografi tetkiki ile takip altında tutulmalıdır.
Ergenlik aşamasında ise ameliyat gerektirecek kadar büyük olmayan kistlerde, iki veya üç adet döneminin geçmesi beklenir. Bu sürenin sonunda kist küçülmezse cerrahi tedavi kararı alınabilir. Çünkü regl dönemlerinin ardından kistlerin kendiliğinden kaybolma veya küçülme ihtimalleri vardır. Ancak hastanın kistlerin küçülmesi için alabileceği herhangi bir önlem yoktur.
NOT: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi’nde görev yapan alanında uzman, deneyimli Çocuk Cerrahisi birim doktorlarını aşağıdan daha detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz.
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi Çocuk Cerrahisi Birimi’nde hizmet verilen diğer hastalıklara aşağıdan ulaşabilirsiniz.